On iki yaşında tahta çıkıp olgunluk mahsulü bir bildiri ile babasını tekrar devletin başına çağıran ve 21 yaşında dünyanın gözbebeÄŸini fetheden Fatih Sultan Mehmet, yaÅŸadığımız dönem itibariyle bizim için tarihte saklı bir hazine gibi duruyor. Oysa ÅŸehirlerin yerini gönüllerin aldığı çağımızda Fatih’in fetih perspektifinden çizilen portresini, gençlerin “gönül fatihi olma” yolunda doÄŸru okumaları gerekiyor. Zira o, Ä°stanbul’u fethedip Müslümanların sekiz asırlık rüyasını gerçekleÅŸtirirken aynı zamanda ardı sıra gelen gençlere, kendi çaÄŸlarındaki fetih hareketleri için en güzel örneÄŸi sunuyor.
Ya Bizans bizi alır, yahut da biz Bizans’ı alırız!
Sultan II. Murad, Hacı Bayram-ı Veli’ye (k.s) “Acaba Ä°stanbul’un fethi kime müyesser olacak?” diye sorduÄŸunda, hazret o zaman küçük yaÅŸlarda olan ÅŸehzade Mehmet’i gösterip, “Feth-i mübini görmek ÅŸu beÅŸikteki ÅŸehzade ile köse AkÅŸemseddin’e nasip olacak!” cevabını verir.
Bu kutlu müjdenin neticesinde, Efendimiz’in (s.a.v) hadisinde övdüÄŸü Ä°stanbul fatihinin ÅŸehzade Mehmet olduÄŸu anlaşılır. Bu bilinçle yetiÅŸtirilen Mehmet, Ä°stanbul’u almaya kararlıdır. Ä°kinci kez tahta çıktığında söylediÄŸi söz bu kararın kesinliÄŸini anlatmaya yeter: “Ya Bizans bizi alır, yahut da biz Bizans’ı alırız!”
Manisa’da geçirdiÄŸi ÅŸehzadelik döneminde, devrin en kuvvetli hocalarından dersler alarak fen ve teknik bilgileriyle; fıkıh, tefsir, kelam gibi dini çalışmaları paralel yürütür. Ä°stanbul’un fethinde kullanılan ve o zamanın en tesirli silahı olan topların balistik hesaplarını kendisi yapıp bir fizik mühendisi gibi çalışan Fatih aynı zamanda Avni mahlasıyla ÅŸiirler yazar. Ä°lim meclislerinde görüÅŸ belirtir hale gelir. Kalbini ise büyük bir tasavvuf erine teslim etmiÅŸtir. Onun rehberliÄŸiyle, tüm bu karmaşık devlet iÅŸlerinin içinde kalbini diri tutmayı öÄŸrenir, manen olgunlaşır.
Tarihle de ciddi manada meÅŸgul olup geçmiÅŸ devletleri ve hükümdarları inceleyerek kendisine saÄŸlam bir yol çizer. BaÅŸarısındaki bir diÄŸer önemli etken de planlı ve sistemli çalışmasıdır. Atacağı adımları önceden belirler ve ona göre hareket eder. Plan yaparken bakış açısını bugünle sınırlamayıp ileriye dönük düÅŸünmesi de devrimizin gönül fatihi olacak gençlerin üzerinde durması gereken bir detaydır.
Önce kendini fethet!
Ä°stanbul’dan önce kendi içindeki fetihleri halleder Fatih. Onun manevi eÄŸitiminde en etkili isim AkÅŸemseddin hazretleridir. Fatih bir yandan devrin en ünlü alimlerinden zahiri ilimleri alırken bir yandan da AkÅŸemseddin hazretlerinden mana ilminin hazinelerini devÅŸirir. Hakiki zaferin ancak nefsini kontrol etmeyi baÅŸarıp “hürler” kafilesine katılan kimselere nasip olduÄŸunu bilen AkÅŸemsettin, bu sebeple Fatih’e önce kendisiyle hesaplaÅŸmayı öÄŸretir. Neticede Ä°stanbul, kendisini manen fethedecek olan bu hükümdara kapılarını açar. Ä°stanbul’u fethettiÄŸi gün söylediÄŸi ÅŸu söz “AkÅŸemseddin ruhu”nu fetih insanlarına tanıtacak bir mihenk taşıdır: “Bende gördüÄŸünüz bu sevinç ve huzur, yalnız bu kalenin fethinden deÄŸil; AkÅŸemseddin gibi aziz ve mübarek bir Allah dostunun benim zamanımda ve benimle beraber olmasındandır.”
Fatih’i tanımak, idealini anlamak, nicedir sıkışıp kaldığımız DoÄŸu-Batı arasındaki araftan kurtulmamız ve geleceÄŸe iradeli adımlarla yürümemiz bakımından da biz gençler için bir nirengi noktası. O hem DoÄŸu’yu yakinen bilir, hem de Batı’yı... Bu bakımdan eÄŸitimi süresince Arapça ve Farsça’nın yanında Latince, Yunanca ve Sırpça da öÄŸrenir. Åžayet Fatih’in fethe giden yoldaki baÅŸarı sırlarını anlar ve benimser isek geleceÄŸi olacağımız dünyanın çehresi kuÅŸkusuz daha aydınlık olacaktır.
Alman tarihçi Troçke’nin dediÄŸi gibi, “Tarih, ‘geçmiÅŸi bilmek’ ilmi deÄŸil, ‘geleceÄŸi yapmak’ sanatıdır.” Bu bakımdan Fatih Sultan Mehmet’in ilmi yönü, idealistliÄŸi, mutasavvıflığı, sistemli çalışması, hem DoÄŸu hem de Batı’yı bilmesi, geleceÄŸi inÅŸa eden biz gençlere orta çaÄŸdan yön gösteriyor. Hiç ÅŸüphesiz Fatih’in adımlarını takip etmek onun peÅŸinden nice fetihlere kapı açacaktır.
yeterkioku.com
Android