Çanakkale Geçilmez dedirtten ecdadımızdan Allah razı olsun Mekanlarını cennet eylesin. Bu vatanı bize kanlarıyla bıraktılar ve bizde buna layık olmaya çalışmalıyız. 18 Mart Çanakkale'yi unutmamalı ve unutturmamalıyız....
Birinci Dünya Savaşı kazandığımız en büyük muharebedir. Savaşın gidiÅŸini deÄŸiÅŸtiren bu büyük zafer, İngilizler'e 205.000 , Fransızlar'a 47.000 kiÅŸiye malolmuÅŸtur. DüÅŸmanın Çanakkale önlerine yığdığı deniz kuvvetleri 18 zırhlı, 12 Kruvazör, 17 muhrip, 12 denizaltı, 1 uçak gemisi 36 mayın gemisinden meydana geliyordu. Ayrıca 86 nakliye 222 de çıkarma gemisi vardı.
İngiliz Fransız filosunun 6 zırhlısı Türk topçularının isabetli atışları sonunda batırıldı. 8 saat 45 dakika süren bombardıman esnasında düÅŸman 506 top kullandı. SavaÅŸta Çanakkale sırtlarından vaktiyle 2.Abdülhamit Han'ın yaptırdığı Aziziye tabyalarının büyük rolü oldu.
Nihayet BoÄŸazdan geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransızlar Gelibolu'ya asker çıkararak İstanbul'a karadan yürümeye karar verdiler. Burada Vatan için can veren 250.000 Mehmet'cikten Ezine'li Yahya ÇavuÅŸ ve arkadaÅŸlarının abidesi için eski Çanakkale Valilerinden Nail Memik Bey'in yazdığı dörtlük :
Bir Kahraman tabur ve Yahya ÇavuÅŸ'tular;
Tam üç alayla, burda, gönülden vuruÅŸtular...
DüÅŸman, tümen sanırdı bu ÅŸahlanmış erleri,
Allah'ı arzu ettiler; Akşam kavuştular.
General Hamilton anlatıyor: 3 Eylül 1915 gecesi korkunç bir rüya gördüm, İmroz'da çadırımın içinde küçük bir portatif karyolada yatmaktaydım. Birden bire kendimi buz gibi bir suda gömülmüÅŸ buldum. Birisi beni denizin dibine doÄŸru çekiyordu. BoÄŸuluyordum. İki kuvvetli elin boÄŸazımı sıktığını hissediyordum. Bu ikisi, beni hem boÄŸuyor, hemde denizin derinliklerine sürüklüyordu!.. Nefesim kesiliyordu!..
DehÅŸetli bir mücadele ile kendimi bu iki elden kurtarmaya çalıştım. Bu o kadar sıkıntılı bir boÄŸuÅŸmaydıki yatağımda güçlükle gözlerimi açtığım zaman bütün vücudum zangır zangır titremekte idi ve kan ter içinde kalmıştım. BoÄŸazımı sıkan iki kuvvetli pençeyi görür gibi oldum. Çadırımın içinde sankı bir hayalet vardı. Fakat yüzü, karanlıkta seçilmiyordu. Bu hayal yavaÅŸ yavaÅŸ gözden silinip kayboldu. BoÄŸazım ferahladı. Rahat nefes almaya baÅŸladım. Çadıra bir düÅŸman mı girmiÅŸti.. Ömrümce bu kadar korkunç bir rüya görmemiÅŸtim... Uyandıktan sonra saatlerce bu rüyanın tesiriyle kıvranıp durdum. Kafamın içinde acaip düÅŸünceler canlanmaya baÅŸladı. Çanakkale tekin deÄŸildir!.. Üzerimize kaçınılmaz bir tehlike çökmüÅŸtür. Hepimizi meÅŸ'um bir akıbet beklemektedir!.. (18 Mart 1992 tarihli fazilet takvimi)
Çanakkale savaşında Kahramanca savaÅŸan Türk askeri,düÅŸmanlarını bile kendine hayran bırakmıştır. Bu savaÅŸta bir kolu ile bir ayağına kaybeden bir Fransız Generalinin ülkesine döndükten sonra anlattığı bir savaÅŸ hatırası ÅŸöyledir:
"Fransızlar Türkler gibi mert bir milletle savaÅŸtıkları için daima iftihar edebilirler. Hiç unutmam SavaÅŸ sahasında dövüÅŸ bitmiÅŸ yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zayiat vermiÅŸlerdi. Bu sırada gördüÄŸüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamıyacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk asker kendi gömleÄŸini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtası ile ÅŸöyle bir konuÅŸma yaptık:
-Niçin öldürmek istediÄŸin düÅŸmana yardım yapıyorsun ? Mecalsiz haldeki Türk askeri ÅŸu karşılığı verdi:
-Bu Fransız asker yaralanınca cebinden yaÅŸlı bir kadının resmini çıkardı, birÅŸeyler söyledi. Anlamadım ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedimki, o kurtulup anasının yanına dönsün!.. Bu asil duygu karşısında hüngür hüngür aÄŸlamaya baÅŸladım. Bu sırada emir subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüÄŸüm manzaranın yanaklarımdan süzülen yaÅŸları dondurduÄŸunu hissettim, çünkü Türk askerini göÄŸsünde, bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı. Az sonra ikiside öldüler. (2 EYLÜL 1991 Türkiye Gazetesi Takvimi)
Åžehitlerimize Allah'tan Rahmet Diliyoruz...
www.yeterkioku.com