Günümüz dünyasında bilim ve teknoloji hızlı bir ÅŸekilde geliÅŸmektedir. Bilgi de hızlı bir ÅŸekilde çoÄŸalmakta ve mevcut bilgi zaman aşımına uÄŸramaktadır. Meydana gelen deÄŸiÅŸimler eÄŸitimli insan kavramının tanımının yeniden gözden geçirilmesi gerektiÄŸini ortaya koymaktadır.
Örnek verecek olursak geçmiÅŸ yıllarda orta öÄŸretim bilgisi alan bir kiÅŸinin hayata atılması çok kolay olmakta hatta bu bilgi kendisi için ömür boyu yetmekte idi. Yine orta öÄŸretim mezunu kiÅŸiler rahatlıkla memur olabilmekte, öÄŸretmen olabilmek için 2 yıllık yüksek okul okumak yetmekte idi ama ÅŸimdi ise öÄŸretmen olabilmek için 4 hatta hazırlık adı altında 1 sene daha toplam 5 senelik eÄŸitim alınıyor yinede öÄŸretmen olunamıyor bunun üstüne bir de eÄŸitimin yeterli mi diye kpss adında sınav yapılmaktadır. Yani gün geçtikçe bilgi artmakta ve hayat koÅŸulları zorlaÅŸmaktadır.
Her geçen gün yenilenen, deÄŸiÅŸen ve geliÅŸen bilgi birikiminin “yaÅŸam boyu eÄŸitim” kavramını gündeme getirdiÄŸi ve bunun da ancak öÄŸrenmeyi öÄŸrenen bireylerin yaÅŸamlarında sürekli öÄŸrenme ve çağın gerektirdiÄŸi niteliklere sahip bireyler olma yolunda çaba sarf etmeleri ile mümkün olduÄŸu bir gerçektir.
GeçmiÅŸte bilgili insan, her ÅŸeyi bilen ya da baÅŸkalarının ürettiÄŸi bilgileri beyninde depolayan kiÅŸiydi. Bu nedenle geçmiÅŸ yüzyıllarda eÄŸitim, daha çok var olan bilgi birikiminin, kültürel deÄŸerlerin ve yaÅŸamsal becerilerin yeni yetiÅŸen kuÅŸaklara aktarılması olarak görülmüÅŸtür.
Bugün ise bilgili insan; bilginin farkında olan, bu bilgiye ulaÅŸmanın yollarını bilen, ulaÅŸtığı bilgiyi anlamlandırarak öÄŸrenen, öÄŸrenmiÅŸ olduÄŸu bilgilerden yeni bilgiler üretebilen ve ürettiÄŸi bilgileri sorun çözmede kullanabilen kiÅŸi olarak kabul edilmektedir.
ÖÄŸrenmeyi öÄŸrenmeyi alt baÅŸlıklar halinde incelersek.
ÖÄŸrenmek: Sorup bilgi edinmek, yetenek ve beceri kazanmak olarak tarif edebiliriz.
Niçin ÖÄŸreniriz: En basitinden yaÅŸamak için öÄŸreniriz. Hayata atılmak, deÄŸiÅŸimler karşısında ayakta kalabilmek için, önümüze çıkan engelleri aÅŸmak için öÄŸreniriz, belirlediÄŸimiz hedeflere ulaÅŸmak için öÄŸreniriz.
Nasıl ÖÄŸreniriz: Ne için öÄŸrendiÄŸimizi belirledikten sonra sıra hedefimize ulaÅŸacak yöntemi belirlemeye geldi.
Okuduklarımızın %10 ‘unu
Duyduklarımızın % 20 ‘sini
Gördüklerimizin %30 ‘unu
Hem görüp hem duyduklarımızın % 50 ‘sini
Söylediklerimizin % 70 ‘ini
Yapıp söylediklerimizin % 90 ‘ını hatırlarız.
Yukarıdaki verileri göz önünde tutarsak ne kadar çok duyu organımızı öÄŸrenme eyleminde kullanırsak verim de o kadar artmaktadır.
ÖÄŸrenmek için ne öÄŸrendiÄŸimize karar vermeliyiz kafamızda ne kadar gereksiz bilgi var hiç düÅŸünüyor muyuz? Kullanmadığımız hiç gerek olmayan kafamızı boÅŸa iÅŸgal eden bilgiler. EÄŸer ki gerçekten öÄŸrenmek istiyorsak her önümüze çıkan bilgileri deÄŸil de yaÅŸamımızda bilim ve teknolojide iÅŸimize yaracak deÄŸeri yüksek bilgileri süzüp kaydetmeliyiz.
ÖÄŸrenmeyi etkileyecek unsurlar düÅŸünülmeli ve “ben nasıl daha iyi verim alırım” diye kendi kendimize sorular sorup cevabını aramalıyız.
Öncelikle öÄŸrenmeden keyif almalıyız kendimizi ÅŸartlandırmalıyız. Bilgiden korkmamalı “ben bunun üstesinden gelirim” ÅŸeklinde kendi kendimizi motive etmeliyiz. EÄŸer ki iÅŸin başından “ben yapamam, ben öÄŸrenemem” gibi kendimizi negatif yönde motive edersek baÅŸtan kaybettik demektir.
ÖÄŸrenmeyi etkileyecek her ÅŸey düÅŸünülmelidir. Kullanılan kalemler, kâğıtlar renklimi renksizmi olmalı, ders çalışılacak ortam seslimi sessizmi olmalı, masa sandalye her ÅŸey düÅŸünülerek nasıl daha iyi verim alınacaksa o ÅŸekilde tasarlamalıyız. Beslenmemize de dikkat etmeliyiz. Abur cubur deÄŸil de dengeli ÅŸekilde beslenmeliyiz. Uykumuza da dikkat etmeliyiz ne fazla uyku ne de az uyku günlük 4-7 saat arası uyku almalıyız. Ama düzenli olmalı erken yatmalı erken kalkmalıyız.
Her ÅŸeyden önemlisi de kendimize inanmalıyız, baÅŸaracağımıza inanmalıyız ve elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.